TerraNova
New member
GÜZEL Parti Genel Lideri Meral Akşener, Muğla’da yangından etkilenen bölgelerde incelemelerini sürdürüyor. Akşener, Marmaris’te Turgut Mahallesi’nde yurttaşların meselelerini dinledi ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir yurttaş yangından en epey arıcıların mağdur olduğunu beliretek, “Bir çamın yetişmesi en az 60 sene. Hayvanın yiyeceği ot biter lakin çamın yetişmesi” dedi. Bir yurttaş da kışın meşakkatlerinin olacağını “Asıl bizi bekleyen, Osmaniye, Bayır’ın bütün suyu, seli bu köyden geçiyor. Çok büyük bir tehlike bekliyor sizi, sel tehlikesi. Onun için tedbir alınması lazım. Bunu yaşamadan tedbir alınmalı. İnşallah devletimiz bunu bize yaşatmaz.” diye konuştu.
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile düzenlediği basın toplantısında, tercümanın Ahmed’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü öven konuşmasını çeviri ederken Atatürk’ü hiç söylem etmemesi için, “Bu beğenilen görülüyor, asıl vahim olan bu” diye kıymetlendirdi.
Akşener’in sorular üstüne yaptığı açıklama şu biçimde:
“Türkiye’de bir devlet krizi var. Dokuzuncu köyde gördüğümüz, köylünün kurduğu cümlelerin ortak noktası: Beceriksizlik var! Devlet nedir, vatan eşittir toprak. Devlet bir başkası de egemenliktir. Bir kişinin bunları temsil ettiği sistem bir bizde bir de Kuzey Kore’de var. İki gündür gördüklerimiz vatan toprağını kupon arazi görmenin sonuçlarıdır. İki, millet eşittir nüfus. Ben Suriyeliler ya da Afganlar üzerinden insanların burnundan soluduğu devirde bunu tahrik edecek tek bir söz bilerek etmedim. Ancak siz nüfusunuzu toplumsal kontrat ile millet edersiniz, biz istiklal savaşından daha sonra ettik… Ne oldu, bu arkadaşların periyodunda ne oldu? 5 milyon Suriyeli deniliyor, dünyanın her tarafınca gelen beşerlerle birlikte 10 milyon göçmen ya da sığınmacı var ülkemizde. Soru şu, bu nüfus istikrarını değiştirmek için o mukaveleyi yırtmak için yetkiyi kimden aldın? O mukaveleyi yırtmak için yetkiyi kimden aldın? Açarsan kapıları millet olma kontratını nüfusu değiştirmek üzere yırtarsan aha da size beka meselesidir.
Bir devlet olmanın üçüncü bileşeni, egemenliktir. Sayın Erdoğan, sana soruyorum. Biden ile ne konuştun, Afganlar üzerinde ne yapıyorsun, egemenliğini niçin paylaşıyorsun kardeşim? Almanya ile Suriyeliler üzerinden ne koşuyorsun, egemenliğini ne paylaşıyorsun?
Yabancı devlet adamı ile toplantıda, Dışişleri’nin teknik insanları elinde dokümanıyla gerisinde onlar oturur. (Erdoğan-Biden görüşmesindeki tercüman) Bir tane genç bir kız. Egosuna yenildi, orada ne konuşulduğunu söylemiş oldu. Türkiye bunu nasıl kaldırır, bu biçimde bir ciddiyetsizlik olur mu? Dönüyoruz şahsım devletine, hayır Sayın Erdoğan şahsının devleti değil. Bu devlet Türk Devleti, bu millet Türk milleti bu milletin devletini yönetiyorsun, yok bu biçimde bir şey. O taşlar bizim başımıza düşsün razıyız, Türkiye’nin başına, bu milletin başına taş düşürüyorsun. Derhal bu önemli devlet krizinin ortadan kaldırılması lazım.
“Varlık Fonu Lideri kendisi”
Erdoğan o kadar içselleştirmiş ki başında her insanın teki olduğunu ‘Varlık Fonu Başkanımı çağırdım’ diyor, gözden kaçtı. Varlık Fonu Lideri kendisi. Kendini mi çağırdı aynada konuşmaya. Bu bir şuur altı.
Afganistan’daki askerler
Afganistan diye bir ülke, devlet kalmadı. Türk askerinin orada işi yoktur. Sayın Erdoğan’ın bugün Taliban’la ilgili yaptığı açıklamayı yarın değiştirebileceğini bildiğimiz için o husustaki son sonucunı bilemiyoruz. Yorum yapmaya kıymet bulmuyorum. Lakin Türk askerinin Afganistan’da kalmasının bir manası yok.
(İstanbul’da UYGUN Parti ilçe binalarına ‘Sınır namustur’ afişlerinin asılmasının engellenmesi) Biz duvarları yıka yıka, mahzurları aşa aşa bu noktaya gelmiş bir siyasi hareketiz. İlçe binalarımıza astırmazlarsa biz alınlarımıza asarız.
IBAN konusu
Somali’ye 30 milyon dolar gönderiliyor. Her bir afette sıkışıklıkta vatandaşa IBAN veriliyor gönder diye.”
Bir yurttaş yangından en epey arıcıların mağdur olduğunu beliretek, “Bir çamın yetişmesi en az 60 sene. Hayvanın yiyeceği ot biter lakin çamın yetişmesi” dedi. Bir yurttaş da kışın meşakkatlerinin olacağını “Asıl bizi bekleyen, Osmaniye, Bayır’ın bütün suyu, seli bu köyden geçiyor. Çok büyük bir tehlike bekliyor sizi, sel tehlikesi. Onun için tedbir alınması lazım. Bunu yaşamadan tedbir alınmalı. İnşallah devletimiz bunu bize yaşatmaz.” diye konuştu.
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile düzenlediği basın toplantısında, tercümanın Ahmed’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü öven konuşmasını çeviri ederken Atatürk’ü hiç söylem etmemesi için, “Bu beğenilen görülüyor, asıl vahim olan bu” diye kıymetlendirdi.
Akşener’in sorular üstüne yaptığı açıklama şu biçimde:
“Türkiye’de bir devlet krizi var. Dokuzuncu köyde gördüğümüz, köylünün kurduğu cümlelerin ortak noktası: Beceriksizlik var! Devlet nedir, vatan eşittir toprak. Devlet bir başkası de egemenliktir. Bir kişinin bunları temsil ettiği sistem bir bizde bir de Kuzey Kore’de var. İki gündür gördüklerimiz vatan toprağını kupon arazi görmenin sonuçlarıdır. İki, millet eşittir nüfus. Ben Suriyeliler ya da Afganlar üzerinden insanların burnundan soluduğu devirde bunu tahrik edecek tek bir söz bilerek etmedim. Ancak siz nüfusunuzu toplumsal kontrat ile millet edersiniz, biz istiklal savaşından daha sonra ettik… Ne oldu, bu arkadaşların periyodunda ne oldu? 5 milyon Suriyeli deniliyor, dünyanın her tarafınca gelen beşerlerle birlikte 10 milyon göçmen ya da sığınmacı var ülkemizde. Soru şu, bu nüfus istikrarını değiştirmek için o mukaveleyi yırtmak için yetkiyi kimden aldın? O mukaveleyi yırtmak için yetkiyi kimden aldın? Açarsan kapıları millet olma kontratını nüfusu değiştirmek üzere yırtarsan aha da size beka meselesidir.
Bir devlet olmanın üçüncü bileşeni, egemenliktir. Sayın Erdoğan, sana soruyorum. Biden ile ne konuştun, Afganlar üzerinde ne yapıyorsun, egemenliğini niçin paylaşıyorsun kardeşim? Almanya ile Suriyeliler üzerinden ne koşuyorsun, egemenliğini ne paylaşıyorsun?
Yabancı devlet adamı ile toplantıda, Dışişleri’nin teknik insanları elinde dokümanıyla gerisinde onlar oturur. (Erdoğan-Biden görüşmesindeki tercüman) Bir tane genç bir kız. Egosuna yenildi, orada ne konuşulduğunu söylemiş oldu. Türkiye bunu nasıl kaldırır, bu biçimde bir ciddiyetsizlik olur mu? Dönüyoruz şahsım devletine, hayır Sayın Erdoğan şahsının devleti değil. Bu devlet Türk Devleti, bu millet Türk milleti bu milletin devletini yönetiyorsun, yok bu biçimde bir şey. O taşlar bizim başımıza düşsün razıyız, Türkiye’nin başına, bu milletin başına taş düşürüyorsun. Derhal bu önemli devlet krizinin ortadan kaldırılması lazım.
“Varlık Fonu Lideri kendisi”
Erdoğan o kadar içselleştirmiş ki başında her insanın teki olduğunu ‘Varlık Fonu Başkanımı çağırdım’ diyor, gözden kaçtı. Varlık Fonu Lideri kendisi. Kendini mi çağırdı aynada konuşmaya. Bu bir şuur altı.
Afganistan’daki askerler
Afganistan diye bir ülke, devlet kalmadı. Türk askerinin orada işi yoktur. Sayın Erdoğan’ın bugün Taliban’la ilgili yaptığı açıklamayı yarın değiştirebileceğini bildiğimiz için o husustaki son sonucunı bilemiyoruz. Yorum yapmaya kıymet bulmuyorum. Lakin Türk askerinin Afganistan’da kalmasının bir manası yok.
(İstanbul’da UYGUN Parti ilçe binalarına ‘Sınır namustur’ afişlerinin asılmasının engellenmesi) Biz duvarları yıka yıka, mahzurları aşa aşa bu noktaya gelmiş bir siyasi hareketiz. İlçe binalarımıza astırmazlarsa biz alınlarımıza asarız.
IBAN konusu
Somali’ye 30 milyon dolar gönderiliyor. Her bir afette sıkışıklıkta vatandaşa IBAN veriliyor gönder diye.”