TerraNova
New member
CHP tarafınca döviz kurlarıyla ilgili hazırlanan araştırma önergesi TBMM Başkanlığına sunuldu.
CHP Küme Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafınca hazırlanan ve TBMM Genel Kurulu’nda bugün gündeme alınması istenecek önergenin öne sürülen sebebinde şu değerlendirmelere yer verildi:
“Türkiye iktisadı, son aylarda ne vakit sonlanacağı belirli olmayan kur krizleriyle sarsılmaktadır. Savunmasız bırakılan Türk lirasının pahası tıpkı gün içerisinde bile kimi vakit yüzde 10-15 oranları içinde dalgalanmaktadır. Cumhurbaşkanı’nın, Merkez Bankası’nın yasal bağımsızlığını hiçe sayarak ağustos ayında canlı yayında ‘Sinyalimi muhakkak yerlere herbiçimde vermiş oluyorum’ kelamlarıyla faiz indirimi talimatı vermesi, Merkez Bankası’nın da enflasyonun yükselme eğilimine aldırmadan bu talimata uyarak eylül ayından itibaren faiz indirmeye başlaması Türk lirasının öbür paralar karşısındaki paha kaybını hızlandırmıştır.
“Fırsatçılara yer yaratıldı”
Cumhurbaşkanı’nın ‘faizi indirin’ talimatı vermesinin akabinde ve Merkez Bankası Liderinin faiz indirimine başlanacağı manasına gelen açıklamalar yaptığı eylül ayı başından bu yana dolar kuru yüzde 55 oranında artmıştır. Öbür bir sözle Türk lirası kıymetinin yarısına yakınını kaybetmiştir. Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası Lideri ve öteki kimi yetkililer ile iktidar sözcülerinin yaptıkları açıklamalar döviz kurlarındaki bu dalgalanmaların şiddetini artırmaktadır. Bu dalgalanmalar da birtakım fırsatçıların döviz piyasalarında vurgun yapmalarına uygun taban hazırlamaktadır. İktidarın ve Merkez Bankasının, 18 Kasım’da yapılan faiz indirimini izleyen günlerde döviz piyasalarında yaşanan ve gerisi ardı kesilmeyen kur krizlerini yalnızca seyretmesi, kamuoyunda birilerinin vurgun yapmasını sağlamak için kasıtlı olarak çıkarıldığı tezlerini desteklemektedir. Birilerinin bu krizleri ‘fırsata çevirerek’ büyük hasılatlar elde ettiği tezleri bulunmaktadır.
“DDK gerçekleri ortaya çıkaramaz”
Gerçekten, devletin resmi haber ajansının yayımladığı haberlere nazaran Cumhurbaşkanı, buyruğundaki Devlet Denetleme Kurulu’na, ‘döviz kurları üzerinden manipülasyon yapılıp yapılmadığının’ araştırılması için talimat vermiştir. Ne yazık ki birilerinin piyasalarda vurgun yapmasına ortam sağlayan bu kur krizleri yalnızca son günlerde değil, Türkiye’nin, tek adam rejimine fiilen geçtiği Temmuz 2018’den bu yana çeşitli aralıklarla dalga dalga yaşanmaktadır. Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık döviz rezervinin, art kapı biçimleriyle ve şeffaf olmayan bir biçimde satılması da bu vakitte yaşanmıştır. Gerek yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı ile Merkez Bankası idaresi, gerekse de iktidar sözcüleri aylardır 128 milyar doların kimlere, hangi kurdan ve hangi sistemlerle satıldığı konusundaki sorulara net bir karşılık vermekten kaçınmakta ve birbiriyle çelişen, birbirini yalanlayan farklı farklı açıklamalarda bulunmaktadırlar. Tutarsız açıklamalarla 128 milyar doların nasıl, neden ve kime satıldığı konusunda karanlık bir alan yaratılarak, sorumlular gizlenmeye çalışılmaktadır.
Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) yapacağı araştırmanın hem son günlerde yaşanan kur krizlerinde tıpkı vakitte 128 milyar doların satılmasında sorumluluğu bulunanları ortaya çıkarabileceği konusunda derin kuşkular bulunmaktadır. Cumhurbaşkanının buyruğundaki bir kontrol ünitesinin, Cumhurbaşkanının da katkısı bulunan bu krizlerin gerçek niçinlerini ortaya çıkarıp kamuoyuna açıklayabileceği inandırıcı değildir.
“TBMM araştırmalı”
Bu niçinle hem son aylarda döviz piyasalarında yaşanan çok dalgalanmaların niçinleri ve sorumluları ile bu krizlerden kimlerin vurgun yaptığı, birebir vakitte Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık döviz rezervinin kimlere, hangi kurdan ve hangi yollarla satıldığını araştırmak Türkiye Büyük Millet Meclisinin kaçınamayacağı bir Anayasal bakılırsavidir. Merkez Bankası’nın döviz rezervini niye satmaya zorlandığı, bu dövizin hangi kurdan kimlere satıldığı, satış süreçlerinin yasal olup olmadığı, son aylarda yaşanan kur krizlerini tetikleyen kararlar ile bu krizlerin birilerinin vurgun yapmasına taban hazırlamak için taammüden çıkarılıp çıkarılmadığının araştırılması için Anayasa’nın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci hususları kapsamında bir Meclis araştırması açılmalıdır.”
CHP Küme Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafınca hazırlanan ve TBMM Genel Kurulu’nda bugün gündeme alınması istenecek önergenin öne sürülen sebebinde şu değerlendirmelere yer verildi:
“Türkiye iktisadı, son aylarda ne vakit sonlanacağı belirli olmayan kur krizleriyle sarsılmaktadır. Savunmasız bırakılan Türk lirasının pahası tıpkı gün içerisinde bile kimi vakit yüzde 10-15 oranları içinde dalgalanmaktadır. Cumhurbaşkanı’nın, Merkez Bankası’nın yasal bağımsızlığını hiçe sayarak ağustos ayında canlı yayında ‘Sinyalimi muhakkak yerlere herbiçimde vermiş oluyorum’ kelamlarıyla faiz indirimi talimatı vermesi, Merkez Bankası’nın da enflasyonun yükselme eğilimine aldırmadan bu talimata uyarak eylül ayından itibaren faiz indirmeye başlaması Türk lirasının öbür paralar karşısındaki paha kaybını hızlandırmıştır.
“Fırsatçılara yer yaratıldı”
Cumhurbaşkanı’nın ‘faizi indirin’ talimatı vermesinin akabinde ve Merkez Bankası Liderinin faiz indirimine başlanacağı manasına gelen açıklamalar yaptığı eylül ayı başından bu yana dolar kuru yüzde 55 oranında artmıştır. Öbür bir sözle Türk lirası kıymetinin yarısına yakınını kaybetmiştir. Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası Lideri ve öteki kimi yetkililer ile iktidar sözcülerinin yaptıkları açıklamalar döviz kurlarındaki bu dalgalanmaların şiddetini artırmaktadır. Bu dalgalanmalar da birtakım fırsatçıların döviz piyasalarında vurgun yapmalarına uygun taban hazırlamaktadır. İktidarın ve Merkez Bankasının, 18 Kasım’da yapılan faiz indirimini izleyen günlerde döviz piyasalarında yaşanan ve gerisi ardı kesilmeyen kur krizlerini yalnızca seyretmesi, kamuoyunda birilerinin vurgun yapmasını sağlamak için kasıtlı olarak çıkarıldığı tezlerini desteklemektedir. Birilerinin bu krizleri ‘fırsata çevirerek’ büyük hasılatlar elde ettiği tezleri bulunmaktadır.
“DDK gerçekleri ortaya çıkaramaz”
Gerçekten, devletin resmi haber ajansının yayımladığı haberlere nazaran Cumhurbaşkanı, buyruğundaki Devlet Denetleme Kurulu’na, ‘döviz kurları üzerinden manipülasyon yapılıp yapılmadığının’ araştırılması için talimat vermiştir. Ne yazık ki birilerinin piyasalarda vurgun yapmasına ortam sağlayan bu kur krizleri yalnızca son günlerde değil, Türkiye’nin, tek adam rejimine fiilen geçtiği Temmuz 2018’den bu yana çeşitli aralıklarla dalga dalga yaşanmaktadır. Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık döviz rezervinin, art kapı biçimleriyle ve şeffaf olmayan bir biçimde satılması da bu vakitte yaşanmıştır. Gerek yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı ile Merkez Bankası idaresi, gerekse de iktidar sözcüleri aylardır 128 milyar doların kimlere, hangi kurdan ve hangi sistemlerle satıldığı konusundaki sorulara net bir karşılık vermekten kaçınmakta ve birbiriyle çelişen, birbirini yalanlayan farklı farklı açıklamalarda bulunmaktadırlar. Tutarsız açıklamalarla 128 milyar doların nasıl, neden ve kime satıldığı konusunda karanlık bir alan yaratılarak, sorumlular gizlenmeye çalışılmaktadır.
Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) yapacağı araştırmanın hem son günlerde yaşanan kur krizlerinde tıpkı vakitte 128 milyar doların satılmasında sorumluluğu bulunanları ortaya çıkarabileceği konusunda derin kuşkular bulunmaktadır. Cumhurbaşkanının buyruğundaki bir kontrol ünitesinin, Cumhurbaşkanının da katkısı bulunan bu krizlerin gerçek niçinlerini ortaya çıkarıp kamuoyuna açıklayabileceği inandırıcı değildir.
“TBMM araştırmalı”
Bu niçinle hem son aylarda döviz piyasalarında yaşanan çok dalgalanmaların niçinleri ve sorumluları ile bu krizlerden kimlerin vurgun yaptığı, birebir vakitte Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık döviz rezervinin kimlere, hangi kurdan ve hangi yollarla satıldığını araştırmak Türkiye Büyük Millet Meclisinin kaçınamayacağı bir Anayasal bakılırsavidir. Merkez Bankası’nın döviz rezervini niye satmaya zorlandığı, bu dövizin hangi kurdan kimlere satıldığı, satış süreçlerinin yasal olup olmadığı, son aylarda yaşanan kur krizlerini tetikleyen kararlar ile bu krizlerin birilerinin vurgun yapmasına taban hazırlamak için taammüden çıkarılıp çıkarılmadığının araştırılması için Anayasa’nın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci hususları kapsamında bir Meclis araştırması açılmalıdır.”