TerraNova
New member
CHP’nin küme başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, Türkiye ve Katar içindeki ekonomik ve siyasi alakalar konusunda TBMM’de araştırma komitesi kurulması için önerge verdi.
Önergede şunlar kaydedildi:
– “Türkiye’nin ulusal tank projesinin, tank üretimi konusunda hiç bir birikimi olmayan Katar ordusunun ortak olduğu bir şirkete teslim edilmesi ve bu projeyle ilgili olarak Tank Palet Fabrikası’nın ihalesiz ve bedelsiz olarak devredilmesi,
– Katarlıların da işletmecisi olduğu limanların işletme hakkı müddetlerinin 49 yıla uzatılması,
– hiç bir geçerli öne sürülen sebebi ve muhtaçlığı olmadığı biçimde Katarlıların arsa topladığı Kanal İstanbul Projesi’yle ilgili anlamsız ısrarlar,
– Katar’ın Exxon Mobil-Katar Petrolleri Paydaşlığı aracılığıyla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden, bir kısmı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ortasında kalan bir bölgede ve Ada’nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerinin haklarını ihlal ederek doğal gaz arama müsaadesi almasına sessiz kalınması,
– Türkiye’de de maç yayınlarını alan Katar merkezli medya kuruluşunun, spor kulüplerine yapması gereken 300 milyon liralık ödemenin devlet tarafınca yapılması,
– Bir rekabet ortamı oluşturulmadan Borsa İstanbul’un yüzde 10 payının Katar’a satılması,
– Komşularının ‘terörü desteklemekle’ suçladığı Katar ile komşuları arsındaki sorunu çözmek için arabulucu olmak yerine açıkça Katar’ın yanında yer alarak Türkiye’nin öteki taraf ülkelerle olan siyasi ve ekonomik bağlantılarına ziyan verilmesi,
– Katar Emiri’nin Boeing 747-8 tipi özel uçağını Cumhurbaşkanı’na ikram etmesi ve bu uçağın kabul edilmesi, Katar’ın Türkiye’de ‘en epey kayrılan ülke’ olduğunu açıkça göstermektedir.
“Türkiye’nin çıkarları zedelenmekte”
Önergenin devamında, “Katar ve Türkiye içindeki bağlantılar, alışılagelmiş devletler içindeki alaka biçimiyle değil bireyler içinde, ötürüsıyla devletin kayıtlarına da tam olarak yansımayan bir yolla yürütülmektedir. Bireylerin özel çıkarlarına dayandığı açıkça gözüken ve şahsi ideolojileri ve yatırımları öncelik haline getiren bu alaka biçimi, Türk halkının sömürülmesi kararınu doğurmakta hem bugün birebir vakitte gelecekte ödenmek üzere hayli büyük bir maliyet yaratmaktadır.
Birkaçını örneklendirmek gerekirse; Katar ordusunun ortağı olduğu şirket, Tank Palet Fabrikası’nın işletme hakkına bedelsiz olarak 25 yıllığına sahip olmuş, bu fabrikalarda aslına bakarsanız üretilmekte olan kimi silah ve yedek kesimleri TSK’ya satıp kar ederken Türkiye’nin ülkesini savunmak için muhtaçlık duyduğu ulusal tankımız Altay üretilememiş, silahlı kuvvetlerimiz zaafa uğratılmıştır. Türkiye’nin artan ithalat ve ihracatı da göz önüne alındığında, yıllar evvel daha kısa müddetlerle verilmiş limanların işletme hakkının bir maddeyle ve ihalesiz olarak 49 yıla uzatılmasıyla yeni ihale yapılması halinde devletin epeyce daha yüksek bir gelir elde etme imkanı elinden almıştır. Türkiye’yi tam bir dış borç batağına sokacak, İstanbul’un nüfusunu yüzde 50 oranında artıracak, Türk halkı için hiç bir gelir yaratmayacak Kanal İstanbul projesinde ısrar ederek, Katarlıların bu güzergâhta topladığı emlaka büyük rantlar yaratılmaya çalışılmaktadır. Katar iştirakinin Doğu Akdeniz’de doğal gaz aramasına cılız bir açıklamayla reaksiyon verilmiş; Türkiye, Doğu Akdeniz’deki haklarından Katar’ı kızdırmamak için vazgeçme noktasına gelmiştir.” tabirleri kullanıldı.
Önergede şunlar kaydedildi:
– “Türkiye’nin ulusal tank projesinin, tank üretimi konusunda hiç bir birikimi olmayan Katar ordusunun ortak olduğu bir şirkete teslim edilmesi ve bu projeyle ilgili olarak Tank Palet Fabrikası’nın ihalesiz ve bedelsiz olarak devredilmesi,
– Katarlıların da işletmecisi olduğu limanların işletme hakkı müddetlerinin 49 yıla uzatılması,
– hiç bir geçerli öne sürülen sebebi ve muhtaçlığı olmadığı biçimde Katarlıların arsa topladığı Kanal İstanbul Projesi’yle ilgili anlamsız ısrarlar,
– Katar’ın Exxon Mobil-Katar Petrolleri Paydaşlığı aracılığıyla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden, bir kısmı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ortasında kalan bir bölgede ve Ada’nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerinin haklarını ihlal ederek doğal gaz arama müsaadesi almasına sessiz kalınması,
– Türkiye’de de maç yayınlarını alan Katar merkezli medya kuruluşunun, spor kulüplerine yapması gereken 300 milyon liralık ödemenin devlet tarafınca yapılması,
– Bir rekabet ortamı oluşturulmadan Borsa İstanbul’un yüzde 10 payının Katar’a satılması,
– Komşularının ‘terörü desteklemekle’ suçladığı Katar ile komşuları arsındaki sorunu çözmek için arabulucu olmak yerine açıkça Katar’ın yanında yer alarak Türkiye’nin öteki taraf ülkelerle olan siyasi ve ekonomik bağlantılarına ziyan verilmesi,
– Katar Emiri’nin Boeing 747-8 tipi özel uçağını Cumhurbaşkanı’na ikram etmesi ve bu uçağın kabul edilmesi, Katar’ın Türkiye’de ‘en epey kayrılan ülke’ olduğunu açıkça göstermektedir.
“Türkiye’nin çıkarları zedelenmekte”
Önergenin devamında, “Katar ve Türkiye içindeki bağlantılar, alışılagelmiş devletler içindeki alaka biçimiyle değil bireyler içinde, ötürüsıyla devletin kayıtlarına da tam olarak yansımayan bir yolla yürütülmektedir. Bireylerin özel çıkarlarına dayandığı açıkça gözüken ve şahsi ideolojileri ve yatırımları öncelik haline getiren bu alaka biçimi, Türk halkının sömürülmesi kararınu doğurmakta hem bugün birebir vakitte gelecekte ödenmek üzere hayli büyük bir maliyet yaratmaktadır.
Birkaçını örneklendirmek gerekirse; Katar ordusunun ortağı olduğu şirket, Tank Palet Fabrikası’nın işletme hakkına bedelsiz olarak 25 yıllığına sahip olmuş, bu fabrikalarda aslına bakarsanız üretilmekte olan kimi silah ve yedek kesimleri TSK’ya satıp kar ederken Türkiye’nin ülkesini savunmak için muhtaçlık duyduğu ulusal tankımız Altay üretilememiş, silahlı kuvvetlerimiz zaafa uğratılmıştır. Türkiye’nin artan ithalat ve ihracatı da göz önüne alındığında, yıllar evvel daha kısa müddetlerle verilmiş limanların işletme hakkının bir maddeyle ve ihalesiz olarak 49 yıla uzatılmasıyla yeni ihale yapılması halinde devletin epeyce daha yüksek bir gelir elde etme imkanı elinden almıştır. Türkiye’yi tam bir dış borç batağına sokacak, İstanbul’un nüfusunu yüzde 50 oranında artıracak, Türk halkı için hiç bir gelir yaratmayacak Kanal İstanbul projesinde ısrar ederek, Katarlıların bu güzergâhta topladığı emlaka büyük rantlar yaratılmaya çalışılmaktadır. Katar iştirakinin Doğu Akdeniz’de doğal gaz aramasına cılız bir açıklamayla reaksiyon verilmiş; Türkiye, Doğu Akdeniz’deki haklarından Katar’ı kızdırmamak için vazgeçme noktasına gelmiştir.” tabirleri kullanıldı.