TerraNova
New member
Rum basınında yer alan habere bakılırsa, ilan edilen NAVTEX ile bir arada, 19 Kasım 2021 -22 Ocak 2022 tarihleri içinde ön hazırlık çalışmaları ve sondaj faaliyetlerinin yapılacağı duyuruldu.
Kıbrıs Rum bölümü Güç Bakanı Nataşa Pilidu, geçen hafta yaptığı açıklamada, tüm sürecin 2-3 ay süreceğini, araştırma sondajının sonuçlarının da 2022 yılının Şubat ile Mart ayında çıkmasının beklendiğini belirtmişti.
Exxon Mobil-Qatar Petroleum konsorsiyumu tarafınca 2019 yılında “Glafkos” yatağında yapılan araştırma sondajının, 5-8 trilyon ayak küp doğalgaz içerdiği kestirim edilen bir doğalgaz yatağı olmasına yol açtığı anımsatıldı.
Gerginliği artıran atak
Rum bölümünün, COVID-19 salgını niçiniyle Nisan 2020’de ertelenen Doğu Akdeniz’de ilan ettiği kelamda münhasır ekonomik bölgedeki (MEB) sondaj programlarının bir daha başlayacağını duyurması ve ilan ettiği NAVTEX’ler bölgede yeni bir gerginliğe yol açıyor.
GKRY tarafınca Nautical Geo araştırma gemisinin faaliyetlerine yönelik 29 Eylül 2021’de NAVTEX (Denizcilere Duyuru) yayımlanması ve Malta bayraklı, İtalyan sahipli Nautical Geo’nun 3 Ekim 2021’de çalışmalarına başlaması tansiyonu artırmıştı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 15 Kasım 2021’de KKTC’nin 38. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen merasimde yaptığı konuşmada, bölgedeki güç kaynaklarının, adadaki iki taraf için iş birliği fırsatı olduğunu vurgulamıştı.
Rum tarafının bir daha tek taraflı tavır takındığına dikkati çeken Oktay, “Akdeniz’in yaşanan insani krizler ve göçmen görünümleri sebebiyle, trajedi denizi olarak anıldığı yetmedi mi? Artık Rum tarafı, bölgede bir daha tek taraflı hidrokarbon çalışmalarına başlayacağını duyuruyor. Hiç merak etmesinler, onları yalnız bırakmaz, sondaj çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ederiz. Kimseden çekinmiyoruz. Doğu Akdeniz’de macera arayan karşılığını alır.” demişti.
Rum tarafının tek taraflı adımları
Doğu Akdeniz’de ve bilhassa Kıbrıs etrafında yürütülen petrol ve doğalgaz aramalarıyla muhakkak bölgelerdeki kaynak keşifleri, Akdeniz’e komşu ülkelerin güç arz güvenliğini yakından ilgilendiriyor.
GKRY, Türkiye’nin itirazlarına karşın, Ada’nın tek otoritesi üzere davranarak Doğu Akdeniz’de 13 parselden oluşan kelamda MEB ilan etti. Rum bölümü, bu kelamda MEB alanları için İtalyan Eni, Fransız Total, Amerikan ExxonMobil üzere memleketler arası güç firmalarına hidrokarbon arama ve çıkarma ruhsatları verdi. Bu da Türkiye ve KKTC ile olan gerginliği artırdı.
Rumların bu çerçevede Türkiye ve KKTC tarafınca tanınmayan üç mutabakatı bulunuyor. Mısır’la 2003’te deniz yetki alanı sonlandırmasına imza atan GKRY, 2007’de Lübnan’la, 2010’da ise İsrail’le muahede yaptı.
GKRY tarafınca ilan edilen kelamda MEB parsellerinden, Kıbrıs’ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin Türk kıta sahanlığı ile 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı parsellerin de KKTC’nin hak sav ettiği alanlarla çakıştığı görülüyor. GKRY, bu alanlarda Türkiye ve KKTC’ye ilişkin hak ve menfaatleri ihlal ediyor.
Bölgede sadece kelamda 10. ve 11. parsellerde çakışma meydana gelmiyor.
Kıbrıs Rum bölümü Güç Bakanı Nataşa Pilidu, geçen hafta yaptığı açıklamada, tüm sürecin 2-3 ay süreceğini, araştırma sondajının sonuçlarının da 2022 yılının Şubat ile Mart ayında çıkmasının beklendiğini belirtmişti.
Exxon Mobil-Qatar Petroleum konsorsiyumu tarafınca 2019 yılında “Glafkos” yatağında yapılan araştırma sondajının, 5-8 trilyon ayak küp doğalgaz içerdiği kestirim edilen bir doğalgaz yatağı olmasına yol açtığı anımsatıldı.
Gerginliği artıran atak
Rum bölümünün, COVID-19 salgını niçiniyle Nisan 2020’de ertelenen Doğu Akdeniz’de ilan ettiği kelamda münhasır ekonomik bölgedeki (MEB) sondaj programlarının bir daha başlayacağını duyurması ve ilan ettiği NAVTEX’ler bölgede yeni bir gerginliğe yol açıyor.
GKRY tarafınca Nautical Geo araştırma gemisinin faaliyetlerine yönelik 29 Eylül 2021’de NAVTEX (Denizcilere Duyuru) yayımlanması ve Malta bayraklı, İtalyan sahipli Nautical Geo’nun 3 Ekim 2021’de çalışmalarına başlaması tansiyonu artırmıştı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 15 Kasım 2021’de KKTC’nin 38. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen merasimde yaptığı konuşmada, bölgedeki güç kaynaklarının, adadaki iki taraf için iş birliği fırsatı olduğunu vurgulamıştı.
Rum tarafının bir daha tek taraflı tavır takındığına dikkati çeken Oktay, “Akdeniz’in yaşanan insani krizler ve göçmen görünümleri sebebiyle, trajedi denizi olarak anıldığı yetmedi mi? Artık Rum tarafı, bölgede bir daha tek taraflı hidrokarbon çalışmalarına başlayacağını duyuruyor. Hiç merak etmesinler, onları yalnız bırakmaz, sondaj çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ederiz. Kimseden çekinmiyoruz. Doğu Akdeniz’de macera arayan karşılığını alır.” demişti.
Rum tarafının tek taraflı adımları
Doğu Akdeniz’de ve bilhassa Kıbrıs etrafında yürütülen petrol ve doğalgaz aramalarıyla muhakkak bölgelerdeki kaynak keşifleri, Akdeniz’e komşu ülkelerin güç arz güvenliğini yakından ilgilendiriyor.
GKRY, Türkiye’nin itirazlarına karşın, Ada’nın tek otoritesi üzere davranarak Doğu Akdeniz’de 13 parselden oluşan kelamda MEB ilan etti. Rum bölümü, bu kelamda MEB alanları için İtalyan Eni, Fransız Total, Amerikan ExxonMobil üzere memleketler arası güç firmalarına hidrokarbon arama ve çıkarma ruhsatları verdi. Bu da Türkiye ve KKTC ile olan gerginliği artırdı.
Rumların bu çerçevede Türkiye ve KKTC tarafınca tanınmayan üç mutabakatı bulunuyor. Mısır’la 2003’te deniz yetki alanı sonlandırmasına imza atan GKRY, 2007’de Lübnan’la, 2010’da ise İsrail’le muahede yaptı.
GKRY tarafınca ilan edilen kelamda MEB parsellerinden, Kıbrıs’ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin Türk kıta sahanlığı ile 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı parsellerin de KKTC’nin hak sav ettiği alanlarla çakıştığı görülüyor. GKRY, bu alanlarda Türkiye ve KKTC’ye ilişkin hak ve menfaatleri ihlal ediyor.
Bölgede sadece kelamda 10. ve 11. parsellerde çakışma meydana gelmiyor.