TerraNova
New member
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Bilecik’te Bozüyük Belediyesi’ni ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu, belediye ziyaretinin akabinde muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat liderleri ile bir ortaya geldi.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada şunları söylemiş oldu:
“Devleti nasıl yöneteceğiz? Hangi parti iktidar olursa olsun, şayet demokrasiyi savunuyorsak ülkenin adaletle yönetilmesi lazım. Adaletle yönetilmeyen ülkenin sonu felaket olur, çürüme başlar. Kimse önünü goremez, yarın ne olacak diye. Kanaat liderleri ile toplantı yapmamın temel sebebi budur. Ülkenin güzel gitmediğini siz de ben de görüyorum.
Meseleleri nasıl aşacağız. Bir; her insanın can ve mal güvenliğinin sağlandığı, demokrasi kurum ve kurallarının işlediği, yargıçların tarafsız olduğu, vicdani kanaatine nazaran karar verdiği bir tertibi inşa etmeliyiz. Hakimi bir siyasi partinin genel lideri tayin edemez. Ben dahi olsam yetkili yerde bir partinin genel lideri olarak hakim tayin edersem benimle birebir görüşte olmayan kişi o hakime asla güvenemez. Bugüne kadar siyasi parti genel liderleri hakim tayin etmezlerdi, artık tayin ediyorlar. Nasıl güveneceğiz adalete. Anayasa Mahkemesi (AYM) Lideri, ‘AYM kararları herkesi bağlar’ diyor. En aşağıdaki hakim, ‘AYM sonucunı tanımam’ diyor. Olay bir daha büyüyor, AYM bir daha karar alıyor ve uygulanıyor. Bir hakim siyasi otorite tarafınca atanmışsa, o otoriteyi rahatlatmak için AYM sonucunı uygulamıyorsa HSK, ‘AYM sonucunı uygulamayanı terfi ettirmeyeceğim’ diyor. Ne oldu; daha dün AYM sonucunı uygulamayan hakimi terfi ettirdiler.
“Kendi vatandaşımızdan dolar üzerinden borçlanıyoruz”
Bizim bir Merkez Bankası Kanunu var. Resmi paramızın ismi Türk lirası. Bir hükümet, kendi vatandaşından borçlanabilir. Türk lirası üzerinden borçlanır, eyvallah. Bunu anlarım. Amerikalı, Fransız bu biçimde borçlanır. Biz kendi vatandaşımızdan dolar üzerinden borçlanıyoruz. Ne oldu bizim Türk lirası’na? Son iki haftada Türk lirası paha kaybediyor, dolar ve euroda önemli artış var. Son iki haftanın bilançosu. Bankada dövizi bulunan vatandaşlar… 261 milyar dolar para var bankalarda. Vatandaş güvenmiyor. Bankada dolarları olanlar, iki haftada 151 milyar lira para kazandılar, oturdukları yerden. Kim ödüyor bunu, sizler ödüyorsunuz. Köylü, çiftçi, çalışanlar ödüyor. Hepimiz iki haftada 151 milyar lira para ödeyeceğiz. Türk lirasının bu kadar kıymetsiz olduğu hiç aklınıza gelir miydi?
“Alışverişini Türk lirasıyla yapan beşerler geçinemiyor”
Devleti dolar üzerinden borçlandırıyorsun. Geçiş dolarla ister köprü ister tünel ister yol. Kim ödüyor bunları? Sizler ödüyorsunuz, daima birlikte ödüyoruz. Dolarla bu işi yapanlar, yaptıranlar şikayet ederler mi? Asla. Türk lirası karşısında doların kıymeti yükseldikçe bunların işi iştir. 100 alırken 150 alacak. Onların da tuzu kuru. Devletin bütün ihalelerini vermişsin. Müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, çalışanları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Sen işi niçin dolarlar veriyorsun? Hani sen yerli ve milliydin kardeşim. Kanaat başkanları olarak size şikayet ediyorum. Yanlış yapıyorlar ve ülkeyi bu hale getirdiler. Son iki haftada Türkiye Cumhuriyeti devleti 151 milyar lira haricinde, 82 milyar lira devletin borcu arttı. Nereden ödeyecek bu parayı? Siz ödeyeceksiniz. Devletin borcunu Papua Yeni Gine, Amerika ödemeyecek herbiçimde. Dolarla maaş alanlarda, ihale alanlarda sorun yok. Sorun nedir, gelirini Türk lirası ile alan, alışverişini Türk lirasıyla yapan beşerler geçinemiyor.
“Borç arttı”
Özel dal yatırım yapıyor. Yapsın, savunuruz. Daha düzgün yatırım yapsınlar, istihdam yapsınlar. Onların da borcu var. 101 milyar lira son iki haftada onların da borcu arttı. Son iki haftada Türkiye Cumhuriyeti devletine gelen mali yük; sayı devasa yükseklikte; 151 milyar lira bir, 82 milyar lira bir, döviz cinsi kullandıkları için 11 milyar lira bir. Son iki haftada ek maliyet. Razı olsanız da olmasanız da bu parayı ödeyeceksiniz. birlikte, birlikte ödeyeceğiz. Yüklendiğimiz maliyet bu. Geçinemiyorum, geçinemeyecek olağan. Kimden alacaksın, vatandaştan alacaksın, artırım yapacaksın. Gübre, mazot, ilaç, otoyollara artırım geldi. Her şeye artırım geldi. Allah aşkına düşünün, bu artırımları yapan Bay Kemal mi? Kim yaptı bu artırımları, yoksa dış güçler mi? niye değerliye satıyorsun? ‘Gönderdim kontrol elamanlarını denetleyecekler.’ Artırımları sen yaptın ya. Güreye yaptıkları artırımların farkındalar mı? Fatura kime çıkıyor, vatandaşa çıkıyor.
Merkez Bankası rezervleri
Merkez Bankası’nın rezervi eksi 40 milyar dolar. Sorduk, ‘128 milyar doları kime sattınız’; bunun yanıtı hala yok. Efendim ‘Para var Merkez Bankası’nda’. Gerçek var, o para Merkez Bankası’nın değil ki borç para. Hala bunu satmaya çalışıyorlar, para var diye. Bunu bütün dünya biliyor. Son günlerde en çok tartışılan bahis, yurt konusu. Ben söylemiyorum, Kredi Yurtlar Kurumu’nun sayılarını veriyorum. Yurt sayısı 773, kapasitesi 695 bin 834. 695 bin 834 öğrencimiz bu yurtlarda kalabilir. Örgün eğitimdeki öğrenci sayımız 3 milyon 801 bin 294.
Yurt sorunu
19 yılda yurt meselesini niye çözmediniz? Niçin yapmadılar yurdu, hangi münasebetle? Evlatlarımız üniversiteyi kazandığında sevinmiyor muyuz? Ne için yapmadılar? Yurt binası yapmak epey mu değerli?
Kılıçdaroğlu, belediye ziyaretinin akabinde muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat liderleri ile bir ortaya geldi.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada şunları söylemiş oldu:
“Devleti nasıl yöneteceğiz? Hangi parti iktidar olursa olsun, şayet demokrasiyi savunuyorsak ülkenin adaletle yönetilmesi lazım. Adaletle yönetilmeyen ülkenin sonu felaket olur, çürüme başlar. Kimse önünü goremez, yarın ne olacak diye. Kanaat liderleri ile toplantı yapmamın temel sebebi budur. Ülkenin güzel gitmediğini siz de ben de görüyorum.
Meseleleri nasıl aşacağız. Bir; her insanın can ve mal güvenliğinin sağlandığı, demokrasi kurum ve kurallarının işlediği, yargıçların tarafsız olduğu, vicdani kanaatine nazaran karar verdiği bir tertibi inşa etmeliyiz. Hakimi bir siyasi partinin genel lideri tayin edemez. Ben dahi olsam yetkili yerde bir partinin genel lideri olarak hakim tayin edersem benimle birebir görüşte olmayan kişi o hakime asla güvenemez. Bugüne kadar siyasi parti genel liderleri hakim tayin etmezlerdi, artık tayin ediyorlar. Nasıl güveneceğiz adalete. Anayasa Mahkemesi (AYM) Lideri, ‘AYM kararları herkesi bağlar’ diyor. En aşağıdaki hakim, ‘AYM sonucunı tanımam’ diyor. Olay bir daha büyüyor, AYM bir daha karar alıyor ve uygulanıyor. Bir hakim siyasi otorite tarafınca atanmışsa, o otoriteyi rahatlatmak için AYM sonucunı uygulamıyorsa HSK, ‘AYM sonucunı uygulamayanı terfi ettirmeyeceğim’ diyor. Ne oldu; daha dün AYM sonucunı uygulamayan hakimi terfi ettirdiler.
“Kendi vatandaşımızdan dolar üzerinden borçlanıyoruz”
Bizim bir Merkez Bankası Kanunu var. Resmi paramızın ismi Türk lirası. Bir hükümet, kendi vatandaşından borçlanabilir. Türk lirası üzerinden borçlanır, eyvallah. Bunu anlarım. Amerikalı, Fransız bu biçimde borçlanır. Biz kendi vatandaşımızdan dolar üzerinden borçlanıyoruz. Ne oldu bizim Türk lirası’na? Son iki haftada Türk lirası paha kaybediyor, dolar ve euroda önemli artış var. Son iki haftanın bilançosu. Bankada dövizi bulunan vatandaşlar… 261 milyar dolar para var bankalarda. Vatandaş güvenmiyor. Bankada dolarları olanlar, iki haftada 151 milyar lira para kazandılar, oturdukları yerden. Kim ödüyor bunu, sizler ödüyorsunuz. Köylü, çiftçi, çalışanlar ödüyor. Hepimiz iki haftada 151 milyar lira para ödeyeceğiz. Türk lirasının bu kadar kıymetsiz olduğu hiç aklınıza gelir miydi?
“Alışverişini Türk lirasıyla yapan beşerler geçinemiyor”
Devleti dolar üzerinden borçlandırıyorsun. Geçiş dolarla ister köprü ister tünel ister yol. Kim ödüyor bunları? Sizler ödüyorsunuz, daima birlikte ödüyoruz. Dolarla bu işi yapanlar, yaptıranlar şikayet ederler mi? Asla. Türk lirası karşısında doların kıymeti yükseldikçe bunların işi iştir. 100 alırken 150 alacak. Onların da tuzu kuru. Devletin bütün ihalelerini vermişsin. Müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, çalışanları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Sen işi niçin dolarlar veriyorsun? Hani sen yerli ve milliydin kardeşim. Kanaat başkanları olarak size şikayet ediyorum. Yanlış yapıyorlar ve ülkeyi bu hale getirdiler. Son iki haftada Türkiye Cumhuriyeti devleti 151 milyar lira haricinde, 82 milyar lira devletin borcu arttı. Nereden ödeyecek bu parayı? Siz ödeyeceksiniz. Devletin borcunu Papua Yeni Gine, Amerika ödemeyecek herbiçimde. Dolarla maaş alanlarda, ihale alanlarda sorun yok. Sorun nedir, gelirini Türk lirası ile alan, alışverişini Türk lirasıyla yapan beşerler geçinemiyor.
“Borç arttı”
Özel dal yatırım yapıyor. Yapsın, savunuruz. Daha düzgün yatırım yapsınlar, istihdam yapsınlar. Onların da borcu var. 101 milyar lira son iki haftada onların da borcu arttı. Son iki haftada Türkiye Cumhuriyeti devletine gelen mali yük; sayı devasa yükseklikte; 151 milyar lira bir, 82 milyar lira bir, döviz cinsi kullandıkları için 11 milyar lira bir. Son iki haftada ek maliyet. Razı olsanız da olmasanız da bu parayı ödeyeceksiniz. birlikte, birlikte ödeyeceğiz. Yüklendiğimiz maliyet bu. Geçinemiyorum, geçinemeyecek olağan. Kimden alacaksın, vatandaştan alacaksın, artırım yapacaksın. Gübre, mazot, ilaç, otoyollara artırım geldi. Her şeye artırım geldi. Allah aşkına düşünün, bu artırımları yapan Bay Kemal mi? Kim yaptı bu artırımları, yoksa dış güçler mi? niye değerliye satıyorsun? ‘Gönderdim kontrol elamanlarını denetleyecekler.’ Artırımları sen yaptın ya. Güreye yaptıkları artırımların farkındalar mı? Fatura kime çıkıyor, vatandaşa çıkıyor.
Merkez Bankası rezervleri
Merkez Bankası’nın rezervi eksi 40 milyar dolar. Sorduk, ‘128 milyar doları kime sattınız’; bunun yanıtı hala yok. Efendim ‘Para var Merkez Bankası’nda’. Gerçek var, o para Merkez Bankası’nın değil ki borç para. Hala bunu satmaya çalışıyorlar, para var diye. Bunu bütün dünya biliyor. Son günlerde en çok tartışılan bahis, yurt konusu. Ben söylemiyorum, Kredi Yurtlar Kurumu’nun sayılarını veriyorum. Yurt sayısı 773, kapasitesi 695 bin 834. 695 bin 834 öğrencimiz bu yurtlarda kalabilir. Örgün eğitimdeki öğrenci sayımız 3 milyon 801 bin 294.
Yurt sorunu
19 yılda yurt meselesini niye çözmediniz? Niçin yapmadılar yurdu, hangi münasebetle? Evlatlarımız üniversiteyi kazandığında sevinmiyor muyuz? Ne için yapmadılar? Yurt binası yapmak epey mu değerli?