TerraNova
New member
CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde:
“Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2022 bütçesi görüşülüyor. Plan ve Bütçe Komisyonu’nu epeyce dikkatle takip ediyoruz. Bilhassa gerçek bilgileri milletimizle paylaşacağımız, halkın hakkını savunacağımız bütçe devrini yaşıyoruz. Yalnızca eleştirmiyoruz, tenkitlerimizi de söyleyeceğiz. Dün Meclis’in bütçesi görüşüldü. Meclis Lideri sunum yaptı. Meclis’in bütçesinin sunulmasını direkt Meclis Başkanı’nın sunması değerlidir fakat kendisinin sunumu sırasında Recep Tayyip Erdoğan’ın isteklerini halkın istekleri üzere tabir etmesini de yanlış buluyoruz. ‘Halkın anayasa beklentisi vardır’ diyor. Bu halkın değil, sarayın beklentisi. 2010’da yaptıkları üzere, dışı şeker kaplı içi zehir. Sonunda geldik 15 Temmuz darbe teşebbüsüne. Artık bir daha bir şeker kaplama, şahsım devletinin devamı. Bıçak kemikte, iktidar sona erecek, saray devayı anayasa değiştirmekte arıyor. Her partiden bir milletvekili esnafa, köy kahvesine gidelim. Daima birlikte rastgele gidelim. Milletin öncelikli beklentisi neymiş? Millet yeni anayasayı yapacak. Bu seçim esasen ‘tek adam devam etsin’ diyenler, ‘halkın yüzü gülsün’ diyenler.
Şentop’un sayılarına gelelim. Soru önergeleri karşılıklandırma oranları eskiye göre âlâ. ‘Süresi ortasında cevaplandırma’ diye bir şey var. O oran, yüzde 11 şu an. Sıcak gündem var, milletvekili soruyor, cevaplandırmıyorlar, daha sonra âdet yerini bulsun diye cevaplandırıyorlar. Gerçek karşılaştırma şudur. Beğenmediğiniz koalisyon periyodunda mühleti ortasında karşılıklandırma yüzde 87. Hala Berat Albayrak’ın cevaplandırmadığı sorular var. 27. yasama devriyle AK Parti’nin 24. periyodunu karşılaştırıyorsunuz.
Sıhhat Bakanı’nı dikkatle takip ediyoruz. Sıhhat Bakanı ‘asistan doktorların 36 saat çalıştığı durumlar olduğu gerçektir, yanlışsız bulmuyoruz’ demiş. Sıhhat alanında örgütlü bir sendikanın genel lider konuşuyor, tebrik ederim. Sen sıhhat sendikasının lideri mısın, sıhhat bakanı mısın? Elini mi tuttular? Utanmadan AK Parti’nin kimi temsilcileri iki şey yaptılar. ‘36 saat değil 24 saat tuttu.’ 24 saat uyumadan çalışmış, güya olabilirmiş üzere. ‘Bazıları da 36 saat diye bir şey yok’ diyor. Birebir saatlerde Fahrettin Koca, ‘doğrudur’ dedi. Fahrettin Koca, benden muhalif çıktı. Yap bu biçimde kardeşim yap. Bu koronavirüs Çin’de başladı, bir orta ‘teğet geçecek’ demiştiniz, her gün 200 kişi ölüyor. Bir yandan aşılama programı düzgün gitmiyor. Artık insan sizin kimi açıklamalarınızı okumaktan utanıyor.
“Geri vitesi en epeyce sen kullanıyorsun”
Çavuşoğlu, farklı bir hadise. Birbirlerini yalanlamak ile meşgul; İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı… Türkiye’ye ‘AİHM sonucunı uymalısınız’ diye 10 büyükelçinin hatırlatması bir tek burada olur. Kendi başşehrinde 10 büyükelçi bu biçimde muhtıra vermez. Utanıyoruz. niçini Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şahsı epey biliyor diplomasiyi. Biden ile görüşme öncesi epey kolay sandı ‘istenmeyen ilan edelim.’ Büyük muvaffakiyetle çıktık, oraya bir cümle buldular. O denli bir noktadayız ki diplomatların muvaffakiyetini not ediyoruz. ‘İstenmeyen kişi’ ilanından bir cümleyle vazgeçiyorsan o da bir geri vites. Aldın mı Fetullah Gülen’i verdin Brunson’u. Geri vitesi en epey sen kullanıyorsun.
Çin’den bile daha uçuşa çalışan ülke noktasına getirdi. Minimum fiyatımız 300 doların altına indi. Çin’deki ucuz işgücü merak konusuydu. ‘Ev kirası yok’ falan. Mesken kirası var, değerli besin var, çocukların masrafı var. Dehşetli bir durumda. Türk-İş, günahı oldukcatur, epeyce kıymetli bir sendika, gayret noktasında değerli zaaflar gösterdiler fakat bugün geldiğimizde verdiği sayılar, ‘asgari fiyat açlık hududu altında’ diye açıklama yapıyor. Plan Bütçe Kurulu MHP Sözcüsü İsmail Faruk Aksu ‘asgari fiyat vergi haricinde kalmalı’ demiş. Hemen! Bu koşullar altında bir arada, bunu çabucak geçirebiliriz. Tezimize yaklaştıysa ‘tamam’ diyorlarsa, kendi kanun tekliflerini bugün versinler. Pazartesi kurulda, çarşamba Meclis’te görüşelim. Hiç şayet olmazsa, taban fiyat bir daha belirleneceği güne kadar nefes alsınlar. Bunu yapmıyorsanız EYT’liler değil emeklilikte MHP’ye takılanlar var… Bugün üç unsurluk kanun teklifini İsmail Faruk Aksu’dan bekliyoruz. İki elle oy vereceğiz. Kâfi ki minimum fiyatlı vatandaşlarımız tahminen bir rahat nefes alırlar.
“Lütfi Elvan nerede?”
Merkez Bankası enflasyon varsayımını yükseltti. Gerçeğin bunun tam iki katı olduğunu biliyoruz. TÜİK sayılarının gerçeğin yarısı olduğunu vatandaş biliyor. Herkes konuşuyor tek kişi konuşmuyor. Nerede bu Lütfi Elvan. Damak nerede dedik, bu bakılırsave geldikten daha sonra kayboldu. Bütün kurlar fırlarken, işsizlik almış başını gitmişken, Lütfi Elvan nerede? Atandığı günden beri düştüğümüz yerden kalkamıyoruz. Fiyatlar almış başını gidiyor, Lütfü Elvan’ı orta ki bulasın. Vallahi aradım, 14 gün evvel G20 tepesinden fotoğraf atmış. Bu bakanlığın resmi internet sitesi var. Bir sürü toplantısı oluyordur. var ise siz görüyorsanız, ‘Lütfi Elvan çalışıyor’ diyorsanız. A Haber yapsana klibi. ‘Bu adam bu kadar çalışıyor’, niçin karartma uyguluyorsunuz? Muhalif basın söylemiş olduğiniz özgür basın görmemiş, siz niçin görmüyorsunuz? Haberiniz olsun 4 aşılıyım size karşı. Boşuna montajdaki arkadaşa da zulmediyorsunuz.
Dün, Tayyip Erdoğan’ın küme toplantısında dünya, siyaset tarihinin en düzeysiz, en seviyesiz bir siyasi propaganda usul tercih edildi. Beyefendi, bir yandan ‘Bay Kemal dersini aldın mı, dersini almadıysan, millet dersini verecek’ derken; bir yandan Sayın Genel Başkan’ın Çubuk’ta katıldığı şehit cenazesinde saldıran organize güruhun linç etme manzaralarını oynattı. Yazıklar olsun! Buna ‘Tayyip Beyefendi uygun yaptı’ diyen var ise, ona da yazıklar olsun. Bu imajları izleyip zevk alanlara yazıklar olsun.
Muhafaza grubumuzun bir gün öncesinde ve o gün yaptığı bildirimler oradayken, devletin en üst seviyesinde bakanları oradayken; teker teker bütün fotoğraflarıyla, bilgi ve evraklarıyla şu an 67’si yargılanıyor, jandarma raporunda var, ‘taş ve sopalar istiflenmiş’ diyor, imajlarda var, çatılara çıkmışlar, evvelinde hazırlanmış demir çubukları aşağı uzatıyorlar, bir konuta sığınıyorlar ‘yakın o evi’ sesleri var, jandarma dört bir köşede ve epeyce az, kitleyi iten kakan Kemal Bey’ın olduğu yerleri işaret eden organizatörler var, ‘öldürün bunları’ diyenler var, gözaltına alındığında yumruk atan meczubun gidip elini öpüp, paylaşan alçaklar var.
Elini öpenlerden bir kişi ihraç edilmedi, AK Parti’den bir şahsa disiplin soruşturması açılmadı. Şu an MYK’da olan, evvelki periyot milletvekili var. Hal hatır soranlar var. Recep Tayyip Erdoğan; Şavşat’ta PKK’nın saldırısına uğraşan Genel Başkan’ımıza, bir şehidimiz vardı, adalet yürüyüşünde IŞİD’in bombalı araçla saldırmak için yola çıktığı Genel Başkan’ımıza, linç teşebbüsünde, Meclis’teki taarruzda bir defa olsun ‘geçmiş olsun’ dileklerini iletmemişken; Meral Hanım’a ‘daha bu âlâ günlerin’ derken; dün linç imgeleri akıyor. ‘Dersini almadın, millet sana dersini verecek’ diyecek kadar şuursuzlaşmıştır. Kabahati ve hatalıyı övmektedir. Yürümekte olan bir davaya müdahale etmektedir. Amaç göstermektedir. Bundan daha sonrası için suça teşvik ettirmektedir. Azmettiricidir. Geçmişte olan olaylar için de artık itirafçıdır. Bu Meclis’te gerekli çoğunluk sağlandığında kendisi hakkında açılacak soruşturma komitesinde, bu Çubuk saldırısının azmettirici olduğunu sav edeceğiz ve Aziz Divan’a gitmesini isteyeceğiz. Yaptığı bir hayli şey üzere bunu da yapacak, hesabını verecek. Linç imgelerini zevkle, sırıtarak izlemek ve izlettirmek kabul edilemez. Bu Meclis çatısı altında yapılması iğrençliktir, mide bulandırıcıdır, ne kadar berbat olabildiklerinin bir numaralı ispatıdır, yazıklar olsun. Milletimize şikayet ediyoruz. Bunlara oy vermiş AK Partili seçmenlerimize, bu utançtan midesi bulanan herkese diyoruz ki, merak etmeyin az kaldı, gidiyorlar. Sandık gelecek, siz bunları göndereceksiniz.”
Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde:
“Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2022 bütçesi görüşülüyor. Plan ve Bütçe Komisyonu’nu epeyce dikkatle takip ediyoruz. Bilhassa gerçek bilgileri milletimizle paylaşacağımız, halkın hakkını savunacağımız bütçe devrini yaşıyoruz. Yalnızca eleştirmiyoruz, tenkitlerimizi de söyleyeceğiz. Dün Meclis’in bütçesi görüşüldü. Meclis Lideri sunum yaptı. Meclis’in bütçesinin sunulmasını direkt Meclis Başkanı’nın sunması değerlidir fakat kendisinin sunumu sırasında Recep Tayyip Erdoğan’ın isteklerini halkın istekleri üzere tabir etmesini de yanlış buluyoruz. ‘Halkın anayasa beklentisi vardır’ diyor. Bu halkın değil, sarayın beklentisi. 2010’da yaptıkları üzere, dışı şeker kaplı içi zehir. Sonunda geldik 15 Temmuz darbe teşebbüsüne. Artık bir daha bir şeker kaplama, şahsım devletinin devamı. Bıçak kemikte, iktidar sona erecek, saray devayı anayasa değiştirmekte arıyor. Her partiden bir milletvekili esnafa, köy kahvesine gidelim. Daima birlikte rastgele gidelim. Milletin öncelikli beklentisi neymiş? Millet yeni anayasayı yapacak. Bu seçim esasen ‘tek adam devam etsin’ diyenler, ‘halkın yüzü gülsün’ diyenler.
Şentop’un sayılarına gelelim. Soru önergeleri karşılıklandırma oranları eskiye göre âlâ. ‘Süresi ortasında cevaplandırma’ diye bir şey var. O oran, yüzde 11 şu an. Sıcak gündem var, milletvekili soruyor, cevaplandırmıyorlar, daha sonra âdet yerini bulsun diye cevaplandırıyorlar. Gerçek karşılaştırma şudur. Beğenmediğiniz koalisyon periyodunda mühleti ortasında karşılıklandırma yüzde 87. Hala Berat Albayrak’ın cevaplandırmadığı sorular var. 27. yasama devriyle AK Parti’nin 24. periyodunu karşılaştırıyorsunuz.
Sıhhat Bakanı’nı dikkatle takip ediyoruz. Sıhhat Bakanı ‘asistan doktorların 36 saat çalıştığı durumlar olduğu gerçektir, yanlışsız bulmuyoruz’ demiş. Sıhhat alanında örgütlü bir sendikanın genel lider konuşuyor, tebrik ederim. Sen sıhhat sendikasının lideri mısın, sıhhat bakanı mısın? Elini mi tuttular? Utanmadan AK Parti’nin kimi temsilcileri iki şey yaptılar. ‘36 saat değil 24 saat tuttu.’ 24 saat uyumadan çalışmış, güya olabilirmiş üzere. ‘Bazıları da 36 saat diye bir şey yok’ diyor. Birebir saatlerde Fahrettin Koca, ‘doğrudur’ dedi. Fahrettin Koca, benden muhalif çıktı. Yap bu biçimde kardeşim yap. Bu koronavirüs Çin’de başladı, bir orta ‘teğet geçecek’ demiştiniz, her gün 200 kişi ölüyor. Bir yandan aşılama programı düzgün gitmiyor. Artık insan sizin kimi açıklamalarınızı okumaktan utanıyor.
“Geri vitesi en epeyce sen kullanıyorsun”
Çavuşoğlu, farklı bir hadise. Birbirlerini yalanlamak ile meşgul; İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı… Türkiye’ye ‘AİHM sonucunı uymalısınız’ diye 10 büyükelçinin hatırlatması bir tek burada olur. Kendi başşehrinde 10 büyükelçi bu biçimde muhtıra vermez. Utanıyoruz. niçini Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şahsı epey biliyor diplomasiyi. Biden ile görüşme öncesi epey kolay sandı ‘istenmeyen ilan edelim.’ Büyük muvaffakiyetle çıktık, oraya bir cümle buldular. O denli bir noktadayız ki diplomatların muvaffakiyetini not ediyoruz. ‘İstenmeyen kişi’ ilanından bir cümleyle vazgeçiyorsan o da bir geri vites. Aldın mı Fetullah Gülen’i verdin Brunson’u. Geri vitesi en epey sen kullanıyorsun.
Çin’den bile daha uçuşa çalışan ülke noktasına getirdi. Minimum fiyatımız 300 doların altına indi. Çin’deki ucuz işgücü merak konusuydu. ‘Ev kirası yok’ falan. Mesken kirası var, değerli besin var, çocukların masrafı var. Dehşetli bir durumda. Türk-İş, günahı oldukcatur, epeyce kıymetli bir sendika, gayret noktasında değerli zaaflar gösterdiler fakat bugün geldiğimizde verdiği sayılar, ‘asgari fiyat açlık hududu altında’ diye açıklama yapıyor. Plan Bütçe Kurulu MHP Sözcüsü İsmail Faruk Aksu ‘asgari fiyat vergi haricinde kalmalı’ demiş. Hemen! Bu koşullar altında bir arada, bunu çabucak geçirebiliriz. Tezimize yaklaştıysa ‘tamam’ diyorlarsa, kendi kanun tekliflerini bugün versinler. Pazartesi kurulda, çarşamba Meclis’te görüşelim. Hiç şayet olmazsa, taban fiyat bir daha belirleneceği güne kadar nefes alsınlar. Bunu yapmıyorsanız EYT’liler değil emeklilikte MHP’ye takılanlar var… Bugün üç unsurluk kanun teklifini İsmail Faruk Aksu’dan bekliyoruz. İki elle oy vereceğiz. Kâfi ki minimum fiyatlı vatandaşlarımız tahminen bir rahat nefes alırlar.
“Lütfi Elvan nerede?”
Merkez Bankası enflasyon varsayımını yükseltti. Gerçeğin bunun tam iki katı olduğunu biliyoruz. TÜİK sayılarının gerçeğin yarısı olduğunu vatandaş biliyor. Herkes konuşuyor tek kişi konuşmuyor. Nerede bu Lütfi Elvan. Damak nerede dedik, bu bakılırsave geldikten daha sonra kayboldu. Bütün kurlar fırlarken, işsizlik almış başını gitmişken, Lütfi Elvan nerede? Atandığı günden beri düştüğümüz yerden kalkamıyoruz. Fiyatlar almış başını gidiyor, Lütfü Elvan’ı orta ki bulasın. Vallahi aradım, 14 gün evvel G20 tepesinden fotoğraf atmış. Bu bakanlığın resmi internet sitesi var. Bir sürü toplantısı oluyordur. var ise siz görüyorsanız, ‘Lütfi Elvan çalışıyor’ diyorsanız. A Haber yapsana klibi. ‘Bu adam bu kadar çalışıyor’, niçin karartma uyguluyorsunuz? Muhalif basın söylemiş olduğiniz özgür basın görmemiş, siz niçin görmüyorsunuz? Haberiniz olsun 4 aşılıyım size karşı. Boşuna montajdaki arkadaşa da zulmediyorsunuz.
Dün, Tayyip Erdoğan’ın küme toplantısında dünya, siyaset tarihinin en düzeysiz, en seviyesiz bir siyasi propaganda usul tercih edildi. Beyefendi, bir yandan ‘Bay Kemal dersini aldın mı, dersini almadıysan, millet dersini verecek’ derken; bir yandan Sayın Genel Başkan’ın Çubuk’ta katıldığı şehit cenazesinde saldıran organize güruhun linç etme manzaralarını oynattı. Yazıklar olsun! Buna ‘Tayyip Beyefendi uygun yaptı’ diyen var ise, ona da yazıklar olsun. Bu imajları izleyip zevk alanlara yazıklar olsun.
Muhafaza grubumuzun bir gün öncesinde ve o gün yaptığı bildirimler oradayken, devletin en üst seviyesinde bakanları oradayken; teker teker bütün fotoğraflarıyla, bilgi ve evraklarıyla şu an 67’si yargılanıyor, jandarma raporunda var, ‘taş ve sopalar istiflenmiş’ diyor, imajlarda var, çatılara çıkmışlar, evvelinde hazırlanmış demir çubukları aşağı uzatıyorlar, bir konuta sığınıyorlar ‘yakın o evi’ sesleri var, jandarma dört bir köşede ve epeyce az, kitleyi iten kakan Kemal Bey’ın olduğu yerleri işaret eden organizatörler var, ‘öldürün bunları’ diyenler var, gözaltına alındığında yumruk atan meczubun gidip elini öpüp, paylaşan alçaklar var.
Elini öpenlerden bir kişi ihraç edilmedi, AK Parti’den bir şahsa disiplin soruşturması açılmadı. Şu an MYK’da olan, evvelki periyot milletvekili var. Hal hatır soranlar var. Recep Tayyip Erdoğan; Şavşat’ta PKK’nın saldırısına uğraşan Genel Başkan’ımıza, bir şehidimiz vardı, adalet yürüyüşünde IŞİD’in bombalı araçla saldırmak için yola çıktığı Genel Başkan’ımıza, linç teşebbüsünde, Meclis’teki taarruzda bir defa olsun ‘geçmiş olsun’ dileklerini iletmemişken; Meral Hanım’a ‘daha bu âlâ günlerin’ derken; dün linç imgeleri akıyor. ‘Dersini almadın, millet sana dersini verecek’ diyecek kadar şuursuzlaşmıştır. Kabahati ve hatalıyı övmektedir. Yürümekte olan bir davaya müdahale etmektedir. Amaç göstermektedir. Bundan daha sonrası için suça teşvik ettirmektedir. Azmettiricidir. Geçmişte olan olaylar için de artık itirafçıdır. Bu Meclis’te gerekli çoğunluk sağlandığında kendisi hakkında açılacak soruşturma komitesinde, bu Çubuk saldırısının azmettirici olduğunu sav edeceğiz ve Aziz Divan’a gitmesini isteyeceğiz. Yaptığı bir hayli şey üzere bunu da yapacak, hesabını verecek. Linç imgelerini zevkle, sırıtarak izlemek ve izlettirmek kabul edilemez. Bu Meclis çatısı altında yapılması iğrençliktir, mide bulandırıcıdır, ne kadar berbat olabildiklerinin bir numaralı ispatıdır, yazıklar olsun. Milletimize şikayet ediyoruz. Bunlara oy vermiş AK Partili seçmenlerimize, bu utançtan midesi bulanan herkese diyoruz ki, merak etmeyin az kaldı, gidiyorlar. Sandık gelecek, siz bunları göndereceksiniz.”